Blog
Dikkat Eksikliği Tedavisi ve Kalp Hastalığı
2.12.2024 17:35:31
Uyarıcı ve uyarıcı olmayan ilaçlarla ilgili yeni bir inceleme, herhangi bir yaştaki hastalarda hipertansiyon, kalp yetmezliği veya diğer kardiyovasküler hastalık riskinde artış olmadığını göstermektedir.
Yıllar geçtikçe, klinisyenlerin DEHB ilaçlarının güvenliğine ilişkin sürekli endişeleri, özellikle orta yaşlı ve yaşlı yetişkinlerde tedaviyi engellemiştir. Aksi yöndeki güvenilir kanıtlara rağmen DEHB uyarıcılarının kardiyovasküler sistem için doğası gereği toksik olduğu fikri artık çürütüldü.
Son 15 yılda 3,9 milyondan fazla katılımcıyı kapsayan çalışmaların yeni bir meta-analizi şu sonuca varmıştır: "DEHB ilaç kullanımının çocuklarda ve ergenlerde, gençlerde ve orta yaştaki kişilerde herhangi bir KVH (kardiyovasküler hastalık) riski ile istatistiksel olarak anlamlı düzeyde ilişkili olmadığı sonucuna varılmıştır. JAMA Network Open'da yayınlanan analiz, DEHB ilaçları ile KVH riski arasındaki ilişkiye ilişkin bugüne kadarki en kapsamlı analizdi.
Çalışma şunu buldu:
• İlk kez yaşlılar da dahil olmak üzere, yaşa bağlı olarak yüksek risk yok.
• Erkekler ve kadınlar arasında kardiyovasküler risk açısından anlamlı bir fark yoktur.
• KVH öyküsü olan ve olmayan bireylerde istatistiksel olarak anlamlı bir risk yoktur.
• Uyarıcı olmayan ilaç kullanımında tespit edilebilir bir risk yoktur.
Üstelik, hastanın DEHB ilacına başlarken sahip olduğu KVH'ın türünden veya DEHB ilaçları alırken gelişen kardiyovasküler hastalık türünden bağımsız olarak, kardiyovasküler hastalık riskinde artış yoktu. Aşağıdaki riskler incelendi:
• Kalp krizi (iskemi), koroner damar hastalığı veya kalp durması
• İnme, serebrovasküler hastalık veya kanama
• Yüksek tansiyon
• Aritmiler ve QTc uzaması
• Geçici İskemik Atak (TIA)
• Kalp yetmezliği
Artık ilaç komplikasyonları riskinde artışa ilişkin korkuların temelsiz olduğunu bildiğimize göre, uyarıcı ilaçları reçete etmeyi reddeden ya da daha yaygın olarak hastaları ileri yaşlara ulaştığında birinci basamak uyarıcı ilaçları reçete etmeyi bırakan klinisyenler gerekli ve uygun tedavi önlemleri alarak ilerleyebilirler.
Bu çalışma DEHB araştırmalarında bir dönüm noktasıdır. Başlangıçtan beri, bazı klinisyenlerin yanlış inançları hastalara zarar vermiş ve DEHB'nin ciddiyetini ve bu duruma sahip olmanın doğasında olan tehlikeleri en aza indirmiştir. Ayrı bir çalışma, DEHB'nin tüm kardiyovasküler nedenlerden önemli ölçüde daha öldürücü olduğunu ve 41,2 yaşına kadar ölüm riskini iki katına çıkardığını ortaya çıkardı.
JAMA'daki analiz, özellikle önceden kardiyovasküler hastalığı olan kişiler için son derece güven verici olsa da, bulguların büyük popülasyonlara dayandığını ve herkes için tam olarak geçerli olmayabileceğini vurgulamak gerekir. Sonuç olarak, her vakanın kendi olguları ve testleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Tedavi kararları, artık temelsiz korkular yerine doğru verilere güvenebilen hasta ve klinisyeni arasında istişarede bulunularak alınmalıdır.
